samsung telefon fiyatları ve teskilat tarihi

samsung telefon fiyatları ve teskilat tarihi

 evet sizlere en güzel yazıları yazan  samsung telefon fiyatları ddiki tilozoflan ise Bizans'ı, despotizm, entrika ve kokuşmuş bir yönetimin modeli olarak incelemişlerdir. Oysa şimdi kurumla-rını kısaca gözden geçireceğimiz bu uygarlık, bu tip yorumlann dışında, sadece ve sadece Akdeniz-Ortadoğu bölgesinin toplumsal ve kültürel tarihinin vazgeçilmez bir bölümü olarak anlaşılmalıdır.
İmparator ve Merkezî Hükümet Örgütü
Bizans imparatoru tipi eski Roma geleneğinin bir devamı olmakla beraber bu makanrun bir doğu monarşisi haline dönüşmesini temsil eder. Şahsında dünyevî ve İlâhî otoriteyi birleştirmesi, Roma'dan kalma bir gelenektir. Başlangıçta Theodosius sülâlesinin imparatorları eski Roma'daki pontifex marimus (bü\Tİk rahip) unvanını taşımayı reddetmişlerse de, kısa zamanda imparatorlar Cesaro-papist bir tutumu benimsediler. Bu tutum dünyevî otorite olan imparatorluk ile ruhanî liderliğin bir kişide toplanmasıdır, imparator tacını patrtkin elinden giymekle aslında onun patrikliğini tasdik edivordu. Garbta ise Charlesmagne’dan beri, papalar imparatora taç giydirerek onun hükümdarlığını tasdik etmişlerdir. Hele Papa VII. Gregorius ile Alman İmparatoru IV. Henri arasındaki învestitur kavgası (kilise mensuplarını ya imparatorun veya papanın tayin etmesi sorunu) papalığın galibi vetiyle sonuçlanınca 12. yüzyıldan itibaren, Batı'da kiliselerdeki imparator localan bile ortadan kaldırılmıştır. Buna karşılık Bizans'ta kilisenin de efendisi İmparator idi.
Bizans imparatoru baş kanun koyucu, en yüksek yargıç idari malî ve askeri otoritedir. Tayin ve aziller onun elindedir. Bu olokratik yönetim eski şarkın bir devamıdır. Hele 629'da Sasanî başkenti Ktesiphon’a giren Her adi us, İran şahlarına verilen Runwa BûsüeuS’Vasiltyos unvanını da alınca bu durum artık göze çarpar hale geldi. Çünkü eski Roma'da Caesar Octavıanusdan beri Augustus unvanını taşıyan imparator, hıiıvatta bir hükümdardı ama hukuki durumu aslında senato tarafından kayd-ı hayat şartıyla seçilen Re$publıca Romana'nm
f5i/ans İmparatoru tanrısal irade il<* bu göreve gelmiştir. liM'nın başıdır. luntinianus dan ben, üstünlüğünü Koma kuk »ifttemının du/^mledıgi bir otokrattır. Hu uç kurum zartilt'yı da tarif eder İyi bir Hristiyan, imparatora itaat ed vc Roma hukuk sisteminin kural ve uygulamasına tabi ol. kimsi' Bi/.anslıdır. Ktnik kökeni hiç önemli delildir. Bi/ans la tına geçenlerin, önemli generallerin arasında bile İllirya (Arn vutluk) Makedonya, Kapadokya, Küçük Ermenistan, Suri) kokenli birçok kimsk? vardır. Aynı biçimde BizanslıIar, İmpan torluğun çevresindeki barbarların bile etnik kökenini önem mezlerdi. Peçeneklere İskit, Slavlara Peçenek, Kumanlara^^| diyen vakanüvisler vardır.
Bizans İmparatoru'nun bu sınırsız gibi görünen otoni sınırlayan fiilî kanunlar, kilise ve ülkenin feodal yapısı! doğan ve bir türlü yok edilemeyen toprak sahipleri sınır muştur. Devlet ve yönetim geleneği Bizans'ta da Iran, A| Sclçukı ve Osmanlılar'dan daha farklı değildir. Yönetim neğinı belirleyen ideoloji bile benzerlikler gösteriyor. Esas Rönesans'a kadar Avrupa hükümdarlarının da aynı ideoloji i hareket ettiğim görürüz. Hükümdarın yönetim usûllerini v toplum düzeninin muhafazasını öneren bu görüşler doğuc nasihatname geleneği diye bilinir. Örneğin Bizans’ın sınır v lâyetlerindeki feodal beylerin ve savaşçıların menkabelenı nakleden Dtgenis Akritas adlı anonim eserde bir hükümdar nitelikleri şöyle sıralamr; "Tebasını sevmek, onlara kar\ alicenah davranmak, adil olup soygunları önlemek, ki nunsuz vergi almamak, dinden sapmaları önlemek...
f}ı/.ı/(5 otfl r.-jn i lir» ki :T) a-.ker oluşturuyordu. B o/< HıHı< Mfiîr (ynü'^U finâe (H yüzyıldan sonra her yere liJiuiM İl mı tanrı y/valyelerdi. Bunlar irsi oiarak t<
i.ısarruf ediyordu, savunma ve harbe katılmakla görevli İkimi grup comıtatemes denen hassa ordusudur. Orc mutanlarına stratıokos denirdi. Başlangıçta Bizans don ya önem vermemişti. Özellikle Paleologlar devrinde d ma (irgiıtlendirilmiç, ancak İtalyan cumhuriyetleriyle re edememiştir. Tıpkı Osmanlılarida Akdeniz adalannda olı gibi (Kaptanpaşa eyaleti) Bizans'ta da Akdeniz ve Ege'de amirallik themalan (eyalet) vardı. Megaduc büyük amiı megaduc ve diğer amiraller hasların geliriyle geçinirlerdi.
Bizans İmparatorluğu daha başından barbarların, S( Slavlar ve Araplar'ın hücumlarma maruz kalmıştır. İmpara luğun, uzun hayatı boyTinca, kavimJerin hücumundan ra nefes aldığı an yoktur. Başkent surlan sayısız defalar Got Peçenekler, Bulgarlar ve Araplar tarahndan kuşatılmıştj 7. yüzyıllar İran Sasanîleri'nin tehdidi ile geçmişti, dünyanın ortasında Bizans rahatlamak için barbarlan kırdırmak, ittifaklar kurup, ittifaklan bozmak yolunu Bu dessas diplomasi Bizans usûlü olarak tarihe Diplomasi deyince, yabancı ülkelerdeki elçilik hey şılmamalıdır. Devamlı elçilik çok sonraki yüzyıllard lar'ın varattığı bir kurumdur. Bizans diplomasisi har evlerune ile akrabalık kurmak, barbarlan Hıristiycmiı mak gibi tekniklere dayanır. Elçilerin o çağda bir voktu Bizzat papalık elçisi 968'de imparatora sadece flit İmparatoru" diye hitap edilen bir mektup sun2| hap.stHİıldı.'*
s>. ko\ lu 'f'.ı/iı's limon tıniıir .ıskori, kilise meası i.sv.ık K'ull.mnm .»v'.n h.iNkısı .lilııickı (,'alışmıştır. Buna biı İSMİ .11 ılı .ıık.ısı kosilmevoıı harbieri eklemekge \. 4,v\\lo kı'M.st,ınlmo|n'Iis’in dışında önemli merkezle.' ‘ '.Mvtn ki l'iı durum tipik bir geleneksel yapının eg! deıuoktır I latta bir bakıma Akdeniz'in batısı ile ..'s.'-'KWtk bütünleşme 4. yüzyıldan sonra yok olduğu içir <ı.'hırier gerilemiş, ovalardan müstahkem tepelere çe - ..:.-tIar halini almışlardır (Örneğin Ephesos Ayaş î<;'x''!ne Ane\ra-Ankara surların içine kapanmıştır). E bu durum bölgesel bir parçalanma (desintegrat doğurdu. Bu bölgesel ayırımalığın en tipik tezahür şekli Biı aııhıni dolduran kilise kavgalarıdır. Daha 325'te Nicea (İz kç^'.sühinde İskenderiyeli Papaz Ari us'un doktrini afo eaü-di fadcat bu mezhep barbarlar arasında yayıldı. 432 Ephe kaRSuKi Sasturianizm'i ve 451 Chalcedon (Kadık kamaW monofizizm'i reddetti. Fakat bu mezhepler Sun Mıar ve Ermenistan’da geniş taraftar kitleleri kazandı. Ah çdabği sıkıntılardan kurtuluş için kilise çatışmalanndan umı lanyordu. Böylece ruhban sınıftnın İsa'nın tanniık derece iatnnde pkardıklan ince münakaşalar, ilahiyattan hiçbir şt »ryBMyan geniş yığınlar arasında hararetli taraftar kazanıyoı ■fc t^paratorluk daha lustinianus devrinde onun arzusı h$üfjr a tek devlet, tek din, tek kanun diye amaçlanan du^ mti dışına çıkmış, bölgesel çatışmalar alabildiğine artmı
tf/am'U Kentnel Örgütler
îSıs»/i3^i« kentlerdel'I örgütler deyince esnaf loncaları
sini görüştü. Dönüşünde Bizans elçisi bir KJikyalı da rinde idi. Vakıa bu elçi teatisi istenen sonucu vermedi; ancak bu sayede elimize 6. yüzyıl Göktürklerini anlatan ve elçi Klikv,' Zamarhos tarafından yazılan bir seyahatname kaldı. Fakat o sıralarda Bizans Çin'den ipek kozası elde etmiş ve Suriye'de üretimine başlamıştı. Zamanla ipekçilik imparatorlukta yayıldı, ancak devletin tekeli ve sıkı kontrolü altına alındı. Bu nedenle eyaletlerde olduğu gibi başkentte de bu konuda kuraldışı bir örgütlenme vardı. Özellikle sadece protokolde belirtilen kimselerin giyebileceği ve ihraç edilen ipeklileri dokuyan ve hammaddeyi getirip satımıyla uğraşan loncalar doğrudan imparatora bağlıdır. Bu loncalara vasilika ergodosia (imparatorluk loncaları) denir. Şehrin eparhı (praefectus)unun kontrolü altındaki, daha kötü kalite ipekleri dokuyan loncalara sadece erqusteria denir.” Devletin tekelinde olan ve zenaatin sırlarının çıkmaması için aşırı kontrol uygulanan bu gibi üretim dalları, ortaçağlar boyunca hemen her toplumda olagelmiştir. Bu örnekleri İtalyan şehirlerinde de göreceğiz. Çin'de ipekçilik ve kâğıt üzerinde aynı kontrol vardı. İran'da 18. yüzyılda ' ipekçilik üzerinde bu tip kontrol uygulanıyordu.
Kent yönetimi başkentte yargıç ve belediye reisi fonk^ lan gören ve yüksek bir memur olan eparh {praefectus)a Emrindeki kolluk kuvvetleriyle bu görevi yerine getirir^ manidardaki ve İslâm devletlerindeki muhtesibe benze muhtemelen bu memuriyetin kaynağı olan bir agora! vardır.” Agaronomos; esnafın teftişi, ölçü, tartı, kalite,> lik, fiyat kontrolü ile görevliydi ve ceza verip uygulardı.1 kentlerinde de hıpparchos denen memur, hâkim ve b<l reisi olup, yanında agoranomos bulunurdu.
Loncaların kendi içlerindeki hiyerarşinin devamı ve lerine uymaları da eparh'm gözetiminde olur. Örneğin terfi eden biri, eparh'm önünde toplanan üyelerce seçilirJ ler kayıt eder ve töreni
K«.ıma ImpjtrmioHu^u nda. lüks tüketim eçvası Hatta tM-hît 4i*l<c’Tiın sx>itlı \'ilJı\'etlertnden merkeze aktarılıyordu Bu nedende cVrmam a A>\ a, Arabistan, Atnka ve Çın den gelen naHar unpjtrjıh.wfu^n altın ka\naklannı tüketme^ başladılar Çımku Ri^ma ncaretı (P-M-P) tlışkilenne de^l (P-ND ilişkileri-ne da% aruı \n\fu
Fakat <4 % ujnnidUn ihtutnm bu tıcan vapt dej^ışmere başladı Intfvaralur Piocfetianus zamanınıla H\at kıstdjunalan. reka-hrfm Oüimmt^ tK'^anft ımtı\ adan gibi kunımlar KHxiai du-aeMn
7. yüzyıla kadar Habeşistan'daki Aksu mî imparato Ih/ans'la dinî, İktisadî ve siyasî yönden beraberdi. Bu İn torluk Bizans nezdinde makbul muamele görürdü (Ne vasileos unvanı bile verilmişti). Habeşler Yemen in KtzıJ kıyılarını 4. yüzyılda ele geçirince, Kızıldeniz-Hind yolu B ticaretine açılmış oldu. Ancak bu yol 7. yüzyıldan itibarer rar kapandı. Mısır başlangıçta Konstantinopolis'i bes. hububat deposu iken, sonra imparatorluktan koptu ve bu | Trakya'ya düştü.
Ulaşım teknolojisini karada deve ve katır kervanları, de de de yelkenli gemiler oluştururdu. Son yılların su altı çalı^ lan ve var olan bilgiler bu gemilerin 11. ve 12. yüzyılları İtalyan gemileri ile boy ölçüşemeyecek kadar ilkel teknol yapıda olduğunu göstermektedir. Bizans'ın gemileri ve kerv lan şap, kereste gibi üretime yönelik hammaddeleri değil, harat, ipek, değerli silâh gibi tüketim eşyalarını taşıyordu. I ğu Akdeniz egemenliği kısa aralıklarla 5. ve 10. yüzyıllar bo sürdü. Mısır, Kuzey Afrika, Suriye ticarî sistemle hiçbir zam bütünleşemedi. Tüccar gurubu genellikle bütün feodal ekoi milerdeki gibi kısıtlı üretim, kısıtlı tüketim, serbest piyasa şm larının olmayışı gibi sebeplerden ötürü gelişme imkânlannd* yoksundu. Bizans ticareti belirli alıcıya hitap eden, mekân v zaman farkından yararlanan bir ticaretti. Bu durum ise toplı ticareti gerektiriyor (yol güvensizliği nedeniyle) ve belirli ibşk çerçevesi, belirli mal cinsi ve miktarı dışında yeni girişimlerir yapılmasını engelliyordu. Bu şarlar altında Bizans ladri OsmanlI tacirinin dramını erkenden daha acı bir biçimde yaşadı. Merkantilizm şartlarını hazırlayamayan Bizans'ta da tüccarlar bütün Batı ve E>oğu feodalleri gibi aşağı bir statüdedir. Bu onların müsadere ve tedib korkusuyla yaşamalarına, gösterişçi baketiınden kaçmalarına ve gerçek anlamda bir kapital birikimi Üe işlelme hazıriayanr&amalanna sebep oldu. Esasen anıtsal bi-samsung telefon fiyatları sundu.

samsung telefon modelleri : samsung telefon modelleri - samsung cep telefonu : samsung cep telefonu - samsung cep telefonu fiyatları : samsung cep telefonu fiyatları - samsung cep telefonu modelleri : samsung cep telefonu modelleri - samsung telefon modelleri samsung telefon modelleri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder