tablet ekranı tamiri,nden islam bilgileri7

 tablet ekranı tamiri


tablet ekranı tamiri,nden islam bilgileri7 bugün ben ve tablet ekranı tamiri sizlere daha güzel yazılar hazırlamak icin elimizden gelen gayreti göstermeye calısıyoruz ve tablet ekranı tamiri sizin icin diyorki Nestoriusun ileri sürdüğü üç fikr vardı. Bunlar:
1— îsâ aleyhisselâmın, biri cismleşen kelâm, ya’nî ilah ve biri insan olmak üzere iki ayrı kişiliği vardır.

2— Bu iki husûsiyyet, cismânî olarak birleşmez. Birleşme ma’nevîdir.

3— Hazret-i Meryem, tanrının (kelâmın) değil, insan olan Isâ-nın annesidir.

Nestoriusun kurmuş olduğu hıristiyan fırkasına (Nestûrîlik) denildi. Bugün, ekseriyyet ile [çoğunlukla] Sûriyede bulunurlar.

Protestanların ve diğer hıristiyanların, (min indillah) ya’nî [Allah tarafından] gönderildiğini iddiâ etdikleri bir dînin, i’tikâd-larını, en mühim esâslarını, birkaç yüz papaz bir araya gelip, tes-bît edebiliyor. Ortaya atılan bir fikri, bir görüşü de, dînin esâsı olarak kabûl edebiliyor veyâ red edebiliyorlar. Dinlerini, kendi akl-ları ile tahrîf, tebdîl edebiliyorlar. Böylece hıristiyanlık, hiçbir akl-ı selîmin kabûl edemiyeceği bir din hâline gelmişdir. AvrupalI pek çok ilm ve fen adamı da, bu sebebden hıristiyanlığı terk et-mekde, pek çoğu islâmiyyet ile şereflenmekdedir.]

Bu karışıklıklardan sonra, resmlere ve heykellere, putlara tapınmanın câiz olup olmadığı mes’elesi ortaya çıkdı. Çünki, .Mûsâ aleyhisselâmın dîninde resm ve heykellere ibâdet yasak edil-mişdi. Bunun için, İsevîliğin ilk ortaya çıkdığı sıralarda da, bütün havârîler ve onlara tâbi’ olan şâkirdleri, resm ve heykellere ibâ-detden sakınmışlardı. [Hıristiyanlık, İtalya ve İngiltere gibi Avrupa memleketlerine yayıldı.] Buraların ehâlîsi önceden putperest olduklarından, putlara ve resmlere ibâdete meyilli [alışmış] idiler. [Çünki buraların ehâlîsi, inandıklan her ilah [tanrı] için putlar, heykeller, yapıyorlardı. Aralarında en meşhûr ve en ileri olan san’at da, put yapmak, ya’nî heykeltraşcılık idi.] Hıristiyanlık bu Avrupa memleketlerinde yayıldığı sırada, ba’zı papazlar, îsâ aleyhisselâmın annesi hazret-i Meryem diye yapılan [uydurma] resmlere hürmet ve ta’zîm edilmesine müsâade etdiler. îsâ aleyhisselâmın, göğe çıkıp, Allahın sağına oturduğu ve Allahü teâlânın gökde olduğu akidesi [inancı] Hıristiyanlığa sonradan sokulmuşdur. Biz müslimânlar, her husûsda olduğu gibi, burada da çok dikkatli davranmalıyız, imânı zedeleyen, hattâ îmânı gideren sözlerden ve işlerden sakınmalıyız. Çocuklarımıza ve yakınlarımıza, îmânı ve küfrü, ya’nî küfr olan sözleri, küfr olan fi’lleri öğretmeli ve bunlardan sakmdırmalıyız. Hıristiyanlık propagandası olan, televizyonları ve filmleri seyr etdirme-meli ve böyle kitâbları okutdurmamalıyız. Kıymetli îmânımıza bir leke gelir korkusu ile, tir tir titremeliyiz. Ecdâdımızın, canlarını ve kanlarını fedâ ederek bizlere emânet ctdikleri azîz dînimizi, doğru olarak, sevgili yavrularımıza öğretmeliyiz. Bu vatana ve bu dîne sâhib çıkacak, îcâbında uğrunda hiç çekinmeden eânlanm fedâ edecek îmânlı gençler yetişdirmeli, dînimizi ve vatanımızı bunlara emânet etmeliyiz.

Teslîs bahsini bitirmeden önce, Hıristiyanların en büyük azîz-lerinden kabûl edilen Pavlos (Paulus) hakkında bilgi verelim. Çün-ki, îsâ aleyhisselâmın dînini, yehûdîlikden ayıran ve onu, yunan ve putperestlik karışımı bir din hâline getiren en önemli kişi, Pavlos (St. Paul, Paulus, Bolis) idi. H.G. Wels, (A.Short Hislory of the World) ismli kitâbının yüzyirmidokuzuncu ve yüzotuzun-cu sahîfelerinde diyor ki, (Hıristiyanlığı te’sîs edenlerin başında, Pavlos gelir. Bu adam, ne isâ aleyhisselâmı görmüş, ne de sözlerini dinlemişdi. [Tarsûslu bir yehûdî olup] asi ismi Saul idi. Sonra Hıristiyan oldu ve ismini Paul olarak değişdirdi. Zemânın dînî cereyanları ile, son derece yakından ilgilenirdi. Yehûdîlik, Mithraism ve İskenderiyyedeki din ve felsefe akımları hakkında son derece ma’lûmât sâhibi idi. Bunlardaki birçok felsefî, dînî ifâde ve i’tikâdlan [inançlan] Hıristiyanlığa sokmuşdur. Göklerin me-lekûtu denilen, Allahü teâlânın râzı olduğu Cennet yolu olan, Isâ aleyhisselâmın yolunu ve Onun dînini, yaymak için gayret ediyor görünmüşdür. O, îsâ aleyhisselâmı, yehûdîlere gönderileceği söz verilmiş, Mesîh olarak kabûl etmiyordu. Onu aynı zemânda, ölümü insanların kurtuluşu için keffâret olan, bir kurban olarak kabûl ediyordu. Putperestlikde, insanlığın kurtulması için kurbanların öldürülmesi lâzım olduğu inancı gibi).

Pavlos, korkunç bir Îsevî düşmanı olup, etrâfına topladığı serserilerle, Kudüsde nasrânîlerin evlerini basıyor, yakaladıkları erkekleri ve kadınları sürükliyerek zindânlara haps ediyorlardı. Yehûdî hahamlarından, Sâm ve civârındaki şehrlerdeki nasrânîlerin yakalanarak, Kudüse gönderilmesi için mektûb yazmalarını istiyordu. Hahamlar, kendisine, bu salâhiyyeti verdikle-

rini bildiren mektûblar verdiler.

Yehûdîler, bütün işkence ve eziyyetlerine, hattâ öldürmelerine rağmen, nasrânîliğin yayılmasını önliyemiyorlardı. Luka, A’mâl-i rusülün (Resûllerin işlerinin] dokuzuncu babında, (Koyu bir ychûdf ve yehûdî âlimi olan Pavlos, Şâmdaki nasrânîleri tophyarak zindâna atmak için hahamlardan aldığı mektûblar ile Sâma giderken, ansızın gökden bir nûr inip, etrâfını kapladığını ve yere düşüp bir sesin; Saul Saul, niçin bana ezâ ediyorsun dediğini ve kim olduğunu sorunca, ben ezâ etdiğin îsâyım dediğini ve bir şâkirde onun nasrânîliğe büyük hizmetler yapacağını söylediği) bildirilmekdedir. Pavlos ondan sonra, nasrânîliği kabûl et-diğini i’lân etdi. Saul olan ismini Pavlos olarak değişdirdi. Koyu bir nasrânî göründü ve dahâ önce, pekçok işkence ve zulmlerle yok edemediği nasrânîliği içerden bozarak, tahrîf etmek fırsatına kavuşdu. Gitdiği yerlerde, îsâ aleyhisselâmın yehûdîler dışındaki milletleri irşâd, ya’nî nasrânîliğe da’vet için kendisini vazî-felendirdiğini söyledi. Dahâ pek çok yalanlarla, nasrânîleri kendisine bağladı. Yehûdîlerden başka milletlerin havârîsi, ya’nî re-sûlü kabûl edildi. Kendisine bağlanan nasrânîlerin akidelerini [inançlarını] ve ibâdetlerini bozmağa başladı. O zemâna kadar ha-vârîler ve diğer nasrânîler, Mûsâ aleyhisselâmın şerî’atına uyuyor, onunla amel ediyorlardı. Pavlos, Isâ aleyhisselâmın çarmıhda öldürülmesi [ki bu hıristiyanların bir inancıdır] ile Mûsâ aleyhis-selâmın şerî’atının nesh olunduğunu, hükmü kalmadığını iddiâ etdi. Bundan sonra, bütün milletlerin. Tanrının oğlu îsâya inanarak kurtulabileceklerini i’lân etdi. îsâ aleyhisselâm için, ba’zan Tanrının oğlu olduğunu, ba’zan da. Peygamber olduğunu söyledi. îsâ aleyhisselâmın havârîlerinin en önde geleni olan Petrusa, muhâ-lefet etdi. îsâ aleyhisselâmın devâmlı yanında bulunan Petrus; nasrânîliğin mûsevîliğin hükmünü kaldırmadığını, bil’aks onu kemâle erdirdiğini söylüyordu. Matta İncîlinin beşinci bâbının onye-dinci âyetinde zikr edilen îsâ aleyhisselâmın, (Ben şerî’ati yıkmağa değil, temâmlamağa geldim) sözünü de ayrıca delîl getiriyordu. Pavlos, nasrânîlere bütün yiyecek ve içecekleri halâl saymış, [hitan] sünnet olmak gibi pek çok ibâdeti de temâmen terk etdir-mişdh Bu husûs, Ahd-i cedîdde açıkça yazılıdır. Galatyalılara yazdığı mektûbun ikinci bâbının yedinci âyetinde Pavlos, (Petrus sünnetlilik İncîline vâsıta olduğu gibi, bana da sünnetsizlik İncî-li emânet olundu) diyor. Demek ki, îsâ aleyhisselâm dünyâda iken, yanında bulunan Petrusa (Kifasa) sünnet olunmağı bildiriyor. Incîlin hükmünün bu olduğunu söylüyor ve Petrus bununla amel ediyor. Bunu nasrânîliği kabûl eden herkese teblîg ediyor.


paza, Tanrı biricik oğlunu dahâ önce gönderseydi, o zemâna kadar gelen milyonlarca insan günâh pisliğinden kurtulup tertemiz dünyâya gelselerdi dahâ iyi olmaz mı idi? diye sorduğumuzda, papazın cevâbı, o zemân Mesih îsânın tanrılığı anlaşılamaz, kıymeti bilinemezdi, şeklinde oldu. Papazın bu cevâbı bize, Mesîh îsâ-mn kıymetini bilen hıristiyanların, (Onun Cehenneme gireceği) inançlarını hâtırımıza getirdi. Bunu kendisine sorduk, inkâr et-di. Başka bir papazın Ahd-i Cedîdden bize, bunun delilidir dediği birkaç yer gösterdik. Bunları okudu. Fekat (cevâb veremedi). Düşündü, düşündü ve nihâyet kendisinin patrik vekili olduğunu, türkçeyi iyi bilmediğini söyleyen papaz, (Efendim bu âyet mecâz-dır) cevâbını verdi. Mecâz kelimesini dahî bilecek kadar, türkçeyi iyi bildiğini de, o zemân anladık.tablet ekran tamiri sizler icin sundu.




tablet ekran tamiri, tablet ekranı tamiri,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder