samsung telefon fiyatları ve ortadogu tarihi

samsung telefon fiyatları ve ortadogu tarihi 

en güzel bilgileri yazan samsung telefon fiyatları diyorki Konumuz isminden de anlaşılacağı üzere Osmanlı teşkilât tarihidir. Modern Türkiye idaresinin oluşumu altı yüzyıllık ömrü olan bu imparatorluğun tarihini incelemekle anlaşılabilir: Bu isimden sadece Osmanlı Devletinin bürokratik örgüt şema-lannın ve örgüt fonksiyonlannın anlatılacağı biçiminde bir sonuç da çıkanlmamalıdır. Çünkü Osmanlı teşkilâtı; kentlerin, kırsal bölgelerin yani ülkenin tüm iktisadî-sosyal sisteminin incelenmesini içeren bir kavramdır. Bu nitelik, kuşkusuz sırf Osmanlı ülkelerinin tarihine özgü değildir. Her ülkenin tarihini incelemek için böyle yapmak gerekir.
Osmanlı tarihi, Türkiye'nin ve Türkler'in tarihinin ötesinde bir anlama sahiptir. Bugün Balkanlar, Tuna boyu, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki sayılan yirmiyi aşan çeşitli dil, din ırk ve siyasal rejime sahip ülkenin ortak bir mirasın sahipleri olarak birtakım ortak sorunlarla karşı karşıya olduğunu biliyoruz. Bu sorunlar bir ölçüde OsmanlI'nın yaşayan tarihidir. Akdeniz dünyasında üç tane "Roma İmparatorluğu" vardı. Bu üç Roma, yeniçağlann ulusçu imparatorluklanndan farklı, kendilerine özgü geleneksel yapılan ve ideolojileri olan siyasal toplumsal sistemlerdi. Bu geleneksel Roma imparatorluklannın üçüncüsü ve sonuncusu Osmanlı İmparatorluğu'dur. Onun içindir ki bu imparatorluğun kurumlarını ve yapısını incelemek, Türkler'in tarihini incelemenin ötesinde bir ^mlam taşımaktadır, diyoruz. Bu tarihî olgu, Akdeniz bölgesindeki insanların ortak kaderi ve ortak geçmişidir.
Yakın zamanlara kadar Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihi, Türk aydınlarının ulusalcılık duygulannı ve tarihî romantizmlerini açığa vurdukları bir konuydu. Balkan ülkelerinin aydınlan da aynı konuda komşulanna karşı duyduktan nefretin feryadıyla kalem oynatıyorlardı. Osmanlı tarihi nefret edikn müstevliye kaifi kuMÜm kinin, Balkan halklanrun geçmtfifiıfoki kansıhk ve iaMİBetin hikâyesi olarak naklediUyordu. iAmmmir
tarihi bütün bu halkların, ba/on felâketlerle, bazen onm^ Kırla önlükleri ortak goymişlorinin anıtıdır. Osmanlı deki halklann her biri modem dünyada yerlerini altbiç ortak mira.'itan edindikleri özelliklerini ve hastalıklan be gözden geyirip hHİbirini arayacaklardır.
Türkyemizde sadece Arapya ve Farsça devimler değ; yanca, Rıımcti, Süryanice, Nİacarca, doğu ve güney SU? < rinden gelip yerleşen bir vı^ın kelime vardır. Avıu şehld dillerde de birçok Türkçe söz ve dev ime rastlanır. Bu ıh bile gösterir ki. Akdeniz-Ortado^ bölgesinde özgün uy garlık yoktur. Türkiye tarihi ve toplum düzeni de bir niz sentezidir. Bu nedenledir ki konumuza Sasaniler. & Araplar ve İtalyanlar'ın devlet ve toplum düzenlerini inet rek giriyoruz.
Günlük hayatımızın her evresinde bu sentezin içinde rız. Türk mutfağı bir Balkan-Ortadoğu sentezidir. Mac» gulâşını, Rumeli'nin sebze y emeklerini Mezopotamya'na vilâyetlerine, Mezopotamya'nın tatlılarım uzak Balkan rımn sofrasına götüren, 16. yüzyılın Osmanlı düzenidir. I devletlerinden Basra Körfezi'nin şey-hliklerine kadar bu] timin kalıntılarını her yerde görmek mümkündür. Arapı sini meydana getiren cumhuriyetlerin sınırlan bir Osmanlı vilâyet sınırlandır. Bazen tam öyle olmadıkı Irak'taki gibi sorun çıkmaktadır. Bulgaristan'da idari bir suun eski sancaktır. Özel mülkiyet rejiminin gı>rüldri ferde Osmanlı toprak düzeninin kalıntılan sorunlar yi tadır. Mecelle yakın zamanlara kadar Arap ülkelerinde' Micüydi.
ii büyük imparatorlukların dünyâ âtgûtlû toplumun ve tMİh boyu, buhran I yaşâunaşâimpakt
donlî gü<;lü olduğu bir bölge daha yoktur. Ne küçük devletin, ne de ö/gün küçük toplum kültürünün yaşama şansı olmayan Ortadoğu'nun kurak topraklarında, adeta kartal yavrularından sadece birinin yaşama şansı olması gibi, küçük devletlerden biri öbür küçükler üzerinde egemenlik kurar.
Medeniyet Ortadoğu-Akdeniz bölgesinde doğdu. Ama geleneksel kültür ve teknolojinin 20. yüzyılda değişmeğe başladığını görüyoruz. Bu değişim nedeniyle Ortadoğu dünyası büyük sorunların yaşandığı bir ülkeler bütünüdür. Osmanlı tarihi bilgisi ise bu sorunlara yaklaşma imkânı kazandırır.
Osmanlı memleketlerinin meydana getirdiği coğrafî kompozisyon devletin altı asırlık hayatı boyunca sürekli değişmiştir. Fetihler ve toprak kayıplan, ülke halkının etnik kompozisyonu kadar, mülkî idare taksimatını da sık sık değiştirmiştir. Esasen bütün bu değişiklikleri burada saymağa gerek yoktur. Kaldı ki Osmanlı ülkesinin tarihî coğrafyası bilim adamlarının çözebildikleri bir mesele olmaktan henüz uzaktır. Bununla beraber 16-17. yüzyıllardaki sınırlara göz attığımızda şöyle bir durumla karşılaşırız.
Osmanlı ülkesinin sınırlan batıda Transilvanya ve Transdanubia Macaristanı'ndan başlayarak bütün Tuna havzasını Karadeniz'e kadar izlemekte, güneyde Dalmaçya kıyıları, Akdeniz adaları ve tüm Peleponnes-Mora'yı içermektedir. Kuzeydeki sınır; Podolya, Eflak-Boğdan üzerinden Kırım yarımadasını da içine alarak Ukrayna steplerine kadar uzanmaktadır. Bütün bu alan imtiyazlı beylik, himaye altındaki devletçikler ve merkeze bağlı eyaletlerle birlikte Rumeli bölümünü meydana getirmektedir. Doğuda, Azerbaycan ve Luristan’dan başlayan sınır Güney Kafkasya'yı, Kuzey Kafkasya'daki himaye ve bağımlı devletçikleri içeriyor, nihayet tüm Anadolu kıtasını, El-Cezire, Suriye ve Aşağı Mezopotamya'yı merkeze bağlı eyaletler olarak kapsıyordu. Arabistan ve imtiyazlı beylik statüsündeki Hicaz topraklarını da göz önünde tutarsak imparatorluğun Asya kıtası tamamlanmış olur. Afrika'da ise Mısır, Habe-şistan'ın bir bölümü, Carb Oı akları denen Libya, Tunus, Cezayir'i de sayarsak ülkenin kompozisyonunu kabaca tamamlamış oluruz Butun bu alanın homojen bir nufusa sahip olmadığı
açıktır. Bu nedenle devletin homojen bir idarj-maJî yapıva olmadığını anlamak zor değildir. İşte bu durumdur kı, tarihini çözülmesi güç sorunlar silsilesi haline getımuştir nuları ele alırken bu yüzden genellikle sınırlı davranmak rundayız ve Anadolu kıtasının sorunları bizim için bagU»,^, olacaktır.
OsmanlI tarihinin bilinmesi için kırsal ve kentsel ahuü^ yapılması gereken araştırmalar vardır. Tarih ve sosyolop birfj*. lerinin sonuçlarından yararlanması gereken disiplinlerdir Scı-yolojinin kavramlan tarihin dilidir. Tarih ise sosyolojinin lafacr ratuandır. Tarih ilmi sorunlara yaklaşım için yöntem ve teknâr lerini sosyolojiden öğrenecektir. Türkiye tarihçiliğinin geleceği, beşerî coğrafya, toponomi, malî tarih araştırmalarına bağlıdır Kırsal ve kentsel bölgelerde yapılacak teknik tarih araşürmaU-n, fiyat endeksleri çıkarılması, folklor, edebiyat incelemeien arşiv çalışmalanyla birbirini bütünleyecektir. Bunlara tutarlı b» lengüistikçi ve filolog grubunun bulunması gereğini de ekleme liyiz. Bütün bu dallarda yeterli bilim kadrolan kurulmadıkça. Türkiye tarihçiliğinin gelişmesi, yeni yorum ve sentezler yapılması güçtür.samsung telefon fiyatları sundu.

samsung telefon modelleri : samsung telefon modelleri - samsung cep telefonu : samsung cep telefonu - samsung cep telefonu fiyatları : samsung cep telefonu fiyatları - samsung cep telefonu modelleri : samsung cep telefonu modelleri - samsung telefon modelleri samsung telefon modelleri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder