dokunmatik ekran tamiri ve eski yazılar konularımız


  • dokunmatik ekran tamiri ve eski yazılar konularımız
  • dokunmatik ekran tamiri ve eski yazılar konularımız Hobe Meüeortaşı şimdiye kadar bilinen meteortaşla-rının en büyüğüdür. Peary'nin getirdiği taş 36,5 ton. Güneybatı Afrika'da bulunan Hoba
    1. Dev boydaki meteortaşları Dünya'ya çarpınca, derin çukurlar açarlar. Son derece büyük bazı taşların yeryüzünde aydaki kraterlere benziyen kraterler açtığı görülmüştür. dokunmatik ekran tamiri Bu kraterlerin en önemlisi Kuzey Amerika'da Arizona (A.B.D.) ve Ouebec (Kanada )dadır.
    2. Arizona'daki kraterin çapı 2 km.'ye yakındır, derinliği de 170 m. kadardır. Bundan 30.000 yıl kadar önce meydana geldiği sanılan bu dev krater üzerinde jeologlar uzun incelemeler yapmış, bunu ancak milyonlarca ton ağırlığında bir meteortaşının açabileceğine kanaat getirmişlerdir. Kraterin içinde, düşen meteortaşını görmek mümkün değildir. Yapılan araştırmalarda kraterin çevresinde demir meteortaşları görülmüş, bunun üzerin'
    3. Manfık biliminin bir bölümüdür. Araştırmalara uygun gelecek türlü yöntemleri (metotları ) inceler.
    4. Bilim araştırmalarında bir inceleme usûlünün hangi halercle önceden plânlanmış, programlanmış olarak gerçekleştirilmesinin daha elverişli olacağı, hangi halerde, ya da konularda varılacak hedefe ulaşmak için plânsız olarak işe başlayıp araştırmalar ilerledikçe inceleme usulünde değişiklikler yaparak en güvenilir şekilde sonuç alınacağı metodoloji sayesinde açığa çıkar.
    5. Bu düşünce çeşidi. Eski Yunan mantıkçılarından beri biliniyordu. Ancak, kendi başına bir dal meydana getirmesi, kendi üzerinde yapılan tartışmalar daha sonradır. Mantıkla ilgili her düşünür, mutlaka metodolojiye çarpmış, ya ondan faydalanmış, ya da Kant'ın yaptığı gibi, kendi çağına kadar kabul edilmiş metodoloji kavramına itiraz ederek ona yeni bİr şekil vermeye çalışmıştır.
    6. METRE
    7. Uzunlukları ölçmeye yanyan birimdir; uzunluk birimleri için temel sayılır. Onar onar büyüyen üskatları, onar onar küçülen askatları vardır,
    8. Üskatları: Dekametre (dam): 10 m.; hektometre (hm): 100 m.; kilometre (km):
    9. uuı Mül d гJmrпe^я i(^ın ö'.Pin- E >a
    10. serlerle inerler,
    11. I STANBUL T
    12. STANBUL'da Beyoğlu İle Galata’yı birbiri tek metrosudur. Burada bir tünel açılrnas nu çıkarken çok yorulan bir Fransız turis bura gelen Henri Gavan adındaki Fransız n bul'a gelerek bu işin imtiyazını aldı, tüneli başladı. Sonunda İngilizler’le anlaşarak «Th tantinople from Galata to Pera» şirketi ku Tünelin kazılması sırasında çıkan toprak küldü. 1874’te kazı işi bitti, 626 m. uzunlu: başladı.
    13. İlk tünel arabalarının yanları açıktı, el» gaz lâmbalariyle aydınlatılırdı. İlk seferler sanların taşınması uygun görülmedi, önce dığı görülünce, tünel, 17 ocak 1875’te töre hemen hepsi ayakta gider gelirdi. Yolcuk bir defalık geçiş ücreti olan 10 parayı ver( yeni vasıtaya öyle rağbet etmişti ki, tünel: şirket bir yılda 50.000 altın kâr sağladı.
    14. Uzun müddet şirketler tarafından işleti] kümete geçti, dokunmatik ekran tamiri İ.E.T.T. idaresine devredildi Tünel normal olarak günde 25.000, ola taşır. Günde 225 sefer yapılır. Genişliği 6,6 Aynı anda iki baştan kalkan vagonlar bu : nel vagonları çelikten örme kayışlarla yi minalin karşısında, sokağın öoür tarafındi 150'şer beygirlik iki buhar makinası vagc Bu makınalara çok büyük iki çark bağlıc bin çelik halatı sarar, öbürü de koyuverir dınlatma, kapıları açıp kapama için gere'. Vagonları çeken çelik kabloları uzmani
    15. Metroların çeşitleri
    16. lar derin-
    17. çin asan- Bugüne kadar yapılmış olan metrolan
    18. uygulanan iki çeşit usul vardır. Bunlardan I
    19. BUL TÜNELİ
    20. Gralata’yı birbirine bağlıyan tünel, yurdumuzun r tünel açılması fikrini ilk defa Galata yokuşu-lir Fransız turisti ortaya atmıştır. 1867’de İstan-adaki Fransız mühendisi, 1869’da yeniden İstan-nnı aldı, tüneli açmak için sermayedar aramaya 3 anlaşarak «The Metropolitan Railway of Cons-’era» şirketi kuruldu.
    21. a çıkan toprak Tepebaşı’nda yamaçtan aşağı dö-626 m. uzunluğundaki tünel (metro) çalışmaya
    22. alan açıktı, elektrik tertibatı da olmadığındar dİ. İlk seferler başlarken doğrudan doğruya in rülmedi, önce hayvanlar taşındı. Bir kaza olma ak 1875’te törenle açıldı. Bu devrede yolculanı gelirdi. Yolcular turnike usuliyle içeri girerle] 10 parayı verenler turnikeden geçerdi. Halk b' nişti ki, tüneli 170.000 İngiliz lirasına mal ede câr sağladı.
    23. •atından işletilen tünelin işletilmesi 1939’da ht ine devredildi.
    24. de 25.000, olağanüstü günlerde de 40.000 yolc '. Genişliği 6,60 m. olan tünelde iki hat döşelid vagonlar bu raylar üstünde hareket ederler. T kayışlarla yürütülür. Beyoğlu tarafındaki t( üDür tarafındaki binanın zemin katında bulun nakinası vagonları çekmeyi sağlıyan gücü veı fei çark bağlıdır. Makinalar çalışmaya başlayır de koyuverir. Tünelin içindeki elektrik hattı :
    25. New York'un metrosu da dünyanın en büyük yeraltı tren düzenidir. Yapılışındaki özellikler bakımından da çok ilgi çekicidir, Amerika'da metronun ilk açıldığı şehir Boston' dur, Boston'un 2.500 metrelik kısa bir mesafede işliyen bu ilk metrosu 1898'de açılmıştır. New York'taki metronun ilk hattı 1904'te açılmış, önce yalnız iş için kullanılmıştır. Chicago'daki metro, şehri
    26. Büyük şehirlerdeki elektrikli yeraltı tiren-îrine «metro» denir. Bu tirenler, trafiğin ükünü yeraltına çekip, caddelerin kalabalığını ralttığı için, büyük şehirlere bir çok fayda r sağlar. New York, Londra, Paris gibi kala-îlık şehirlerde metrolar, yeraltında birbi-nî kesen tünellerden, geçitlerden meydana İmiş bîr ağ gibidir.
    27. Bu çeşit bir ulaşma düzeni ilk olarak 1863 Londra'da açılmıştır. Bugün Londra şehri ında, şehrin bütün semtlerine uğnyan, bü 1 sayfiye yerlerine kadar işliyen beş tane, îtro düzeni bulunmaktadır. Ingilizler, Lon-a'daki bu metrolara «tube» (tüp) derler ndra metrolarından bazıları o kadar derindir ki, yolcular bunlara binmek için asan-
    28. 2321
    29. kİ bütün metrelerin birbirine eşit olması İstenir. Bunu sağlamak için bir tane örnek kabul edilmiştir, bütün öteki metreler bununla karşılaştırılarak kontrol edilirler. Bu örneğe «etalon» denir. Metre etalonu, Fransa'da Sev-res'de Uluslarası Ağırlık ve Ölçüler Bürosu' nun yeraltı mahzeninde saklanır, iridyumlt plâtinden yapılmış bir çubuktur. Bu çubul< üzerine iki çizgi çizilmiştir, iki çizgi arasında ki uzaklık 1 m. dir. Yalnız madenler ısınına uzadıkları için, bu iki çizgi arasındaki uzak İlk da sıcaklıkla değişecektir. Bunun için, çu buk ancak 0 dayken i
    30. revleri, yurdun tarım, savunma, dokunmatik ekran tamiri sağlık ba-kımlarmdamn gerekli olan iklim bilgilerini derleyip yayınlamak; sivil ve askerî uçuşlara yararlı olacak meteoroloji şebekeleri kurmak; deniz seferlerini korumak için kıyılarda, sivil /e askerî deniz taşıtlarında meteoroloji istasyonları kurmak vs.'dir.
    31. Devlet Meteoroloji Istasyonu'na bağlı olarak-Esenboğa (Ankara), Yeşilköy (İstanbul) mil-• etlerarası meteoroloji istasyonlarından başka, 10 kadar millî ve askerî meteoroloji istasyo-lu, 50 kadar «klimatolojik meteoroloji» is-asyonu, ayrıca 300 kadar da yağış istasyonu 'ardır.
    32. Meteoroloji İstasyonlarından lOO'e yakın bir ismi alıcı-verici telsizle donatılmıştır. Bunla-ın gözlemlen günlük, 6 saatlik, 3 saatlik, 1 aatlik raporlar halinde Umum Müdürlüğün Is-dlâl Bürosu'na bildirilir. Burada alınan haber-ire göre meteoroloji hartaları yapılır. İstidlal
    33. saatlik raporlar halinde Umum Müdürlüğün istidlal Bürosu'na bildirilir. Burada alman haberlere göre meteoroloji hartaları yapılır. İstidlal Bürosu'nun vardığı sonuçlar milletlerarası anlaşmalara uyularak, Umum Müdürlüğün Ankara'daki özel verici telsiz istasyonundan bütün dünyaya bildirilir. Bu büronun yaptığı tahminlerin %80-85 doğru olduğu görülmüştür
    34. Bibliyografya. — Bu konuda Türkçe eserlerin başhcalan:
    35. Meteoroloji Hakkında Umumi Bilgiler (H. T. Konor, 1959). Atmosfer Fiziğine Giriş (Prof. P. Raethjen’dan çev. A. Öz-karahan, 1956); Meteoroloji Rasatları (B. Sükan, 1953): Meteoroloji (çev. P. Tunçer, 1949); Meteoroloji: Genel Bilgiler (i. Derenel, 1946); Meteoroloji, iklim ve Ziraat (Dr. U. Çölaşan, 1959).
    36. METODOLOJİ [Yöntebilim]
    37. Mantık biliminin bir bölümüdür. Araştırmalara uygun gelecek türlü yöntemleri (metotları ) inceler.
    38. Bilim araştırmalarında bir inceleme usûlünün hangi halerde önceden plânlanmış, programlanmış olarak gerçekleştirilmesinin daha elverişli olacağı, hangi halerde, ya da konularda varılacak hedefe ulaşmak için plânsız ola rak işe başlayıp araştırmalar ilerledikçe incele me usulünde değişiklikler yapa'rak en güveniliı
    39. Bilim araştırmalarında bir inceleme usülü-ün hangi halerde önceden plânlanmış, prog-amlanmış olarak gerçekleştirilmesinin daha iverişli olacağı, hangi halerde, ya da konular-a varılacak hedefe ulaşmak için plânsız ola-îk işe başlayıp araştırmalar ilerledikçe incele-ıe usulünde değişiklikler yaparak en güvenilir îkilde sonuç alınacağı metodoloji sayesinde çvvelin gecesidir, bugün kullandığımız takvimcİ6| tari<h her yıl başka bir güne gelir (Bk. Aylar).
    40. Peygamber'in doğum gününü kutlamakjj^ re yapılan törenlerde okunmak üzere «mevlit» ler yazılmıştır. Bunların edebiyjj mızda en ünlüsü Bursalı şair Süleyman Çj;, ipad ekran servisi bi'nin «Mevlit» idır. (Bk. Süleyman СеЦ Aruz vezninin «fâilâtün, fâilâtün fâilün»\(, niyle yazılmış olan «Mevlit»
    41. Allah âdın sikridâlüm evvelâ Vâcib oldur cümle işdâ her kula
    42. beytiyle başlar. Altı bölümdür: 1 - Münao (Tanrıya yakarış); 2 - Velâdet (Peygambe; doğuşu); 3 - Risâlet (Peygamberliğinin^ şi); 4 - Miraç (göğe yükselerek Tanrı'ylaf rüşmesi); 5 - Rıhlet (ölümü); 6 - Dua.
    43. Süleyman Çelebi'nin mevlidi, benzerleı* den o kadar üstündür ki, yazıldığı gündeoiı^ OsmanlI Türkleri arasında yayılmış, hemen tek eser haline gelmiştir. Son deff'* güzel, sade
    44. Süleyman Çelebi'nin mevlidi, benzer^ den o kadar üstündür ki, yazıldığı gündenj^ OsmanlI Türkleri arasında yayılmış, оЦ hemen tek eser haline gelmiştir. Son güzel, sade, dokunaklı, sesle okunmaya rişli şekilde yazılmıştır. Kaynağını dindenjji me bir heyecandan alan lirik bir eserdir, Mevlit töreninin kendine göre usulü vardır Evlerde, konaklarda, camilerde, doğum, ölüm, anma gibi vesilelerle de mevlit okutulur,% litten önce, «mevlithan» denilen hafızlar,çeşitli dualar okurlar. Ondan sonra ya bir mevlithan, çoğunlukla da birkaç mevlithan b/m kısım eseri yüksek sesle, besteyle öbr/ar. Mevlitten sonra oradakilere şeker tören sırasında qül suyu serpmek e; tarafından kurulan, oğlu Sultan Velet tarafından düzenlenen bir tarikattır. (Bk. Celâlettin Rûmî; Sultan Velet). Tarikatin başına «çelebi» denirdi. Çelebi, Mevlânâ'nın torunları arasından seçilir, Konya'da Mevlânâ'nın türbesi olan dergâhta otururdu. Çelebi'nin özel bir mevkii, büyük nüfuzu vardı. Osmanlı Imparatorluğu’nun belli başlı şehirlerinde birer mevlevihane bulunduğu gibi, İstanbul'da büyük teşkilâtlı Mev-levî dergâhları vardı. Mevlevihanenİn başına öteki tarikatlerde olduğu gibi «şeyh» denirdi Şeyh, «dede» ler arasından seçilirdi; ipad ekran servisiyalnız, şeyhliği Çelebi'nin tasdik etmesi şarttı. «Dede» 1.001 günlük çileyi tamamlıyan dervişe verilen addı.
    45. Mevleviliğin en ilgi çekici tarafı âyinleriydi. Bu âyinler halka açıktı. İstanbul mevlevi-hanelerindeki âyinlere Padişahlar da seyirci olarak katılırlardı. Ayinde, «mutrıp» denilen saz heyetiyle «âylnhân» denilen okuyucular bir «âyin-î şerif » çalıp okurlar. Dervişler de bu nağmeye uyarak, «semâ» raksı yaparlar, kendilerinden geçercesine dönerlerdi Mevlevi müziği, dinî Tür
    46. ternich kırk yıla yakın bir zaman için Avus turya'nın siyasetini yönetti. Kendisine prens lik verildi, Avusturya Başbakanı oldu. Wag ram Savaşı'ndan sonra Marie Louise'in Na Doleon'la evlenmesi ve Rusya'ya karşı bağlaş nak için Fransa ile pazarlığa girişti. Bir sonuç alamayınca Napoleon'a karşı Rusya ve Prus /a ile işbirliği yaptı.
    47. Metternich'in ihtilâlci düşüncelerin düşma II olarak Avusturya'da, İtalya'da uyguladığ' ;îyasl şiddet rejimi 1848 ihtilâllerinin doğma ma yol açmıştır. Bu sırada Vİyana'da yapılan htillâlle Metternich görevinden uzaklaştırıl-niş, Ingiltere'ye gitmek zorunda kalmıştır, »'iyana'ya ancak 1851'de dönmüştür
    48. MEVLÂNA (Bk. CELÂLEDDIN RUMİ)
    49. MEVLEVİLİK
    50. Mevlâna Celâlettin Rûmî tarafından kuru-ın, oğlu Sultan Velet tarafından düzenlenen ir tarikattir. (Bk. Celâlettin Rûmî; Sultan elet). Tarikatin başına «çelebi» denirdi. Cebi, Mevlânâ'nın torunları arasından seçilir. onya'da Mevlânâ'nın türbesi olan
    51. Metronom
    52. rinde, yer yukarıdan kazılır, açılan çukurların içinde metro düzeni yapıldıktan sonra üzeri yeniden örtülür, kaldırımla döşenir. Bunlar da metronun geçmesi İçin açılan tüneller dik dörtgen biçiminde olur
    53. İkinci usûlde, toprak dipten istenilen derinlikte oyulur Bunlarda tüneller ya daire ya da yarım daire biçiminde olur. Her iki çeşitle de öncelikle ele alınan en önemli husus, tünelin havalandırılma İşidir,
    54. Londra'daki İlk metrolarda lokomotifler buharla çalışıyordu. 1890'da yerini elektrikli lokomotifler aldı.
    55. Bizde ilk ve tek metro, İstanbul'da «tünel» diye anılan yeraltı hattıdır. Beyoğlu'nda Tü-nelbaşı denilen yüksek mevkiyle Galata'yı birbirine bağlıyan bu tünel 626 m. uzunluğundadır. Î874'te işletmeye açılmıştır.ipad ekran servisi

    Hiç yorum yok:

    Yorum Gönder