samsung note 4,den islam bilgisi5

 samsung note 4


samsung note 4,den islam bilgisi5 bugün sizin icin samsung note 4 elinden gelen gayreti gösteriyor samsung note 4 sizlere sunuyor islam yazılarını samsung note 4 diyorki Tesavvuf büyüklerinden birkaçının sekr hâlinde iken söyledikleri başka sözler de böyledir. (Cem’i Muhammedi, cem ı ilahiden daha genişdir) sözleri gibi. Muhammed aleyhısselâmda, imkanın ya nî mahlûkların kendileri il6 vücûbün ya’nî Allahü tealânın ve sıfatlarının sûretlerini. örneklerini bir arada görüyorlar. Boylece Muhammed aleyhisselâmda, Allahü teâlâda bulunandan dahâ çok sey bulunuyor sanıyorlar. Burada da, birşeyin örneğim kendisi sanarak. yanılıyorlar. Muhammed aleyhisselâmda bulunan şey vucub mertebesinin kendisi değildir, örneğidir. Allahü teala, hakiki vacıb ül-vücuddur. Vücub mertebesinin kendisi ile örneğim bırbın ile karış-dırmasalardı böyle şey söylemezlerdi. İşin doğrusu, onlann sekr, sü’ûrsuzluk hâlinde iken söyledikleri gibi değildir. Muhammed «aley-hissalâtü vesselâm» sınırlı, küçük bir kuldur. Allahü teala ise, sınırsızdır, sonsuzdur.

Sekr hâlinde olan şeyler. Vilâyet makâmlannda bulunmakdadır. Sahv hâlinde olan şeyler ise. Nübüvvet, Peygamt^rlık makamında-dır. Peygamberlerin «aleyhimüssalevâtü vetteslîmât» yolunda gidenlerin büyükleri, onlara tâm uydukları için, o makâmın, onların


Bu mektûb, Muhammed Şerife yazılmış olup, ibâdetleri ve iyi işleri vaktinde yapmayıp, yarın yapanm, sonra yaparım diyenlerin aldandık-lannı ve Muhammed aleyhisselâmın yoluna, islâmiyyete yapışmak lâzım geldiğini bildirmekdedir:

Ey, kıymetli oğlum! Bugün, her istediğini kolayca yapabilecek bir hâldesin. Gençliğin, sıhhatin, gücün, kuvvetin, malın ve râhatlığın bir arada bulunduğu bir zemandasın. Se’âdet-i ebediyyeye kavuşdu-racak sebeblere yapışmağı, yarar işleri yapmağı, niçin yarına bırakıyorsun? İnsan ömrünün en iyi zemanı olan, gençlik günlerinde, işlerin en iyisi ve fâidelisi olan, sâhibin,yaratanın emrlerini yapmağa. Ona ibâdet etmeğe çalışmalı, islâmiyyetin yasak etdiği harâmlardan, şüb-helilerden sakınmalıdır. Beş vakt nemâzı cemâ’atle kılmağı elden kaçırmamalıdır. Nisâb mikdân malı olan müslimânlann, zekât vermeleri ernr olunmuşdur. Bunların, zekât vermesi, muhakkak lâzımdır. O hâlde, zekâtı seve seve ve hattâ fakirlere yalvara yalvara vermelidir. Allahü teâlâ, çok merhametli olduğu, kullarına çok acıdığı için, yirmidört sâ’at içinde ibâdete, yalnız beş vakt ayırmış, ticâret eşyâsından ve çayırda otlayan dört ayaklı hayvanlardan, tâm veyâ yaklaşık olarak ancak, kırkda birini fakirlere vermeği emr buyurmuşdur. Birkaç şeyi haram edip, çok şeyi mubâh etmiş, izn vermişdir.

O hâlde, yirmidört sâ’atde bir sâ’at tutmayan bir zemanı, Allahü teâlânın emrini yapmak için ayırmamak ve zengin olup da, malın kırkda birini müslimânlann fakirlerine vermemek ve sayılamıyacak kadar çok olan, mubâhları bırakıp da, harâm ve şübheli olana uzanmak, ne büyük inâd, ne derece insâfsızlık olur.

Gençlik çağı, nefsin kaynadığı, şehvetlerin oynadığı, insan ve cin şeytânlannın saldırdığı bir zemandır. Böyle bir çağda yapılan az bir amele pekçok sevâb verilir. İhtiyârlıkda dünyâ şevkleri azalıp, güç kuvvet gidip, arzûlara kavuşmak imkânı ve ümmidleri kalmadığı zemanda, pişmânlıkdan, âh etmekden başka birşey olmaz. Çok kimselere bu pişmânlık zemanı da, nasîb olmaz. Bu pişmânlık da, tevbe demekdir ve yine büyük bir ni’metdir. Çokları bu günlere kavuşamaz.

Peygamberimizin «sallallahü aleyhi ve sellem» haber verdiği sonsuz azâblar, çeşidli acılar, elbette olacak, herkes cezâsını bulacak-dır. İnsan ve cin şeytânları, bugün, Allahü teâlânın afvını, merhametini ileri sürerek aldatmakda, ibâdetleri yapdırmayıp günâhlara sürüklemekdedir. Hâlbuki, iyi bilmeli ki, bu dünyâ, imtihân yeridir. Bunun için, burada dostlarla düşmanları kanşdırmışlar, hepsine merhamet etmişlerdir. Nitekim A’râf sûresi, yüzellibeşinci âyetinde, (Merhametim herşeyi içine almışdır) buyurmuşdur. Hâlbuki, kıyâ-metde, düşmanları, dostlardan ayıracaklardır. Nitekim Yasin sûresinde, (Ey kâfirler, bugün, dostlarımdan aynimiz!) âyet-i kerîmesi bunu haber vermekdedir. O gün, yalnız dostlara merhamet olunacak, düşmanlara hiç acınmıyacak, onlar, muhakkak mel ûn olacakdır. Nitekim A’râf sûresinde, (O gün, merhametim, yalnız benden korkarak kâfir olmakdan ve günâh işlemekden kaçınanlara, zekâtmı verenlere, Kur’ân-ı kerîme ve Peygamberime «aleyhisselâm» inananlara mahsûs-dur) âyet-i kerîmesi, böyle olduğunu göstermekdedir. O hâlde, o gün, Allahü teâlânın rahmeti, (Ebrâr) a, ya’nî müslimânlardan iyi huylu ve yarar işli olanlara mahsûsdur. Evet, müslimânlann zerre kadar îmânı olanların hepsi sonunda hattâ, çok zeman Cehennemde kaldıktan sonra bile, merhamete kavuşacakdır. Fekat rahmete kavuşabilmek için, ölürken îmân ile gitmek şartdır. Hâlbuki, günâhları işlemekle kalb karannca ve Allahü teâlânın emrlerine ve harâmlarına ehemmiy-yet verilmeyince, son nefesde, îmân nûru, sönmeden nasıl geçebilir? Din büyükleri buyuruyor ki, (Küçük günâha devâm, büyük günâha sebeb olur. Büyük günâha devam da insanı kâfir olmağa sürükler). Böyle olmakdan Allahü teâlâya sığınırız! Fârisî beyt tercemesi:

Az söyledim, dikkat etdim kalbini kırmamağa,

bilirim üzülürsün; yoksa sözüm çokdur sana.

Allahü teâlâ hepimizi beğendiği işleri yapmağa kavuşdursun! Sevgili Peygamberi Muhammed aleyhisselâmın ve onun kıymetli Ali hürmeti için düâmızı kabûl buyursun! Bu mektûbu size getiren Mev-lânâ îshak, bu fakîrin tanıdıklarından ve muhlislerindendir. Eskiden beri komşuluk hakkı da vardır. Yardım isterse, esirgemezsiniz inşâal-lah. Yazısı ve inşâ kabiliyyeti iyidir. Vesselâm.
samsung note 4 sundu.




samsung note 4

samsung note4

seo calısması

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder